Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği 2022’yi Değerlendirdi

Küresel ölçekte çevresel, sosyal ve ekonomik tehditlerden biri haline gelen iklim değişikliğinin etkilerinin katlanarak hissedildiği bir dönemde, Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER), iklim krizi ile topyekun mücadelede yenilenebilir enerjinin vazgeçilmez rolüne vurgu yaparak, 2022 yılı enerji sektörü hedeflerini ve 2023 yılı perspektifini ele alarak önemli açıklamalarda bulundu.

Küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu iklim krizi, tüm dünyayı çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla etkileyen en kritik sorun olarak, uluslararası tüm kuruşların öncelikli gündem maddesi. Özellikle 2022 yılı, küresel iklim krizinin farklı boyutlarının yanı sıra, iklim dönüşümü ve enerji dönüşümünün finansmanı konusunun da Birleşmiş Milletler (BM), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi uluslararası kurumlar nezdinde yoğun çalışmaların yürütüleceği bir yıl olacak.

YENİLENEBİLİR ENERJİYE YÖNELİMİ HIZLANDIRMAK ŞART!

İklim değişikliğinin sebep olduğu anomalilerden aşırı yağmurlar, fırtınalar, sel baskınları ve yıkımların yanı sıra, aşırı kuraklık, küresel ölçekte tarım ve gıda üretiminde artan sorunlar ve ne yazık ki tarım ve gıda fiyatlarının yükselişi, tüm insanlığı artan bir baskıyla tehdit ediyor.

Bu nedenle, 2022’nin bütününde küresel iklim değişikliğini nasıl yavaşlatacağımızı, etkilerini nasıl hafifleteceğimizi, dünyamızı ağır doğal afetlerden, açlık ve temiz su kaynaklarından mahrum kalma riskinden nasıl koruyacağımızı konuşmayı, tartışmayı sürdürmemiz gerektiğine dikkat çeken YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

Enerji dönüşümü ve enerji arz güvenliği konuları bu noktada büyük önem taşıyor. Bu da, insanoğlunun yaşamı için vazgeçilmez bir ihtiyaç olan enerjinin üretiminde havaya minimum düzeyde karbon salınımı için yenilenebilir enerjiye yönelimi hızlandırmak anlamına geliyor.”

YATIRIM İHTİYACININ % 40’INI ENERJİ VERİMLİLİĞİ OLUŞTURUYOR

İklim finansmanı kapsamında enerji verimliliğine yönelik kaynakların önümüzdeki dönem artmasının beklendiğini belirten Prof. Dr. Kerem Alkin; “Türkiye’de 2019-2030 döneminde enerji dönüşümü için toplam yatırım ihtiyacı yılda ortalama 5,3 – 7 milyar dolar arasında, finansman ihtiyacı ise 3,6-4,5 milyar dolar arasında hesaplanıyor. Söz konusu yatırım ihtiyacının %30-40’ını enerji verimliliği yatırımları oluşturuyor. Ayrıca önümüzdeki dönem yenilenebilir enerji tarafında finansman ihtiyacının %30’unun finans kuruluşlarına ek olarak doğrudan proje fonlaması, tematik tahviller, kitlesel fonlama gibi modellerle karşılanacağı öngörülüyor” dedi.

TÜRKİYE YENİLENEBİLİR KURULU GÜCÜ BAKIMINDAN AVRUPA’DA 5’İNCİ

Önümüzdeki dönem, en önemli çevresel, sosyal ve ekonomik tehditlerden biri olan iklim değişikliğinin etkilerinin hissedilmeye başlandığının altını çizen Prof. Dr. Kerem Alkin sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Geçen yıl 306 milyar kilovatsaatin üstüne çıkan elektrik tüketiminin, bu yıl sonu itibarıyla yaklaşık yüzde 8 artacağı öngörülüyor. Bu kapsamda dağıtım şirketlerinin 2021-2025 yıllarını kapsayan dördüncü uygulama döneminde sektöre 78 milyar lira yatırım yapması planlanıyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerjide üretim ve teknoloji merkezi haline gelmesi hedefiyle sürdürülen çalışmalarda da önemli yol kat edildi. 2000’li yıllarda çok düşük yenilenebilir enerji kapasitesine sahip olan Türkiye, bu alanda yaptığı yatırımlarla toplam yenilenebilir enerji kurulu gücü bakımından Avrupa’da 5’inci, dünyada 12’nci sırada yer alıyor.”

TÜRKİYE’NİN KURULU GÜCÜ 2022 SONUNDA 102 BİN 423 MEGAVATA ULAŞACAK

Güneş ve rüzgar enerjisinin 2022 yılında Türkiye’nin yapacağı yatırım planlamalarında ilk sırada yer aldığını belirten YENADER Başkan Yardımcısı Ali Karaduman ise, Türkiye’nin 2022 yenilenebilir enerji hedeflerini şu şekilde aktardı:

“Özellikle güneş enerjisinde ulaşacağımız toplam kurulu güç 2022 yılı sonunda 8 bin 750 MW olması hedefleniyor. Rüzgar enerjisinin ise 10 bin 900 MW’a ulaşması öngörülüyor. Rüzgar enerjisi için belirlenen hedefler sadece kurulu gücü artırmaya yönelik değil. Aynı zamanda yerlilik oranının artırılması ve teknik özelliklerin geliştirilmesi konusunda sektörün uzmanları önemli hedefleri ortaya koyuyor. Hidroelektrik kapasitesinin, yıl sonunda 32 bin 228 megavata yükselmesi tahmin ediliyor. Jeotermal, biyokütle ve atık ısı kurulu gücünün yıl sonunda3 bin 536 megavata yükseleceği öngörülüyor. Türkiye’nin elektrik kurulu gücü 2022 sonunda ise 102 bin 423 megavata ulaşması bekleniyor.”

“DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTMAK İÇİN YERLİ ve MİLLİ KAYNAKLARIMIZ İLE ÜRETİM TEŞVİK EDİLMELİ”

2050 yılına kadar net sıfır karbon hedeflerine ulaşmak için devletimizin önümüzdeki yıllarda yenilenebilir enerjiye dönük daha fazla finansmanı seferber etmesi gerektiğini ve bürokratik süreçleri, yatırımcıyı teşvik eder niteliğe kavuşturması gerektiğinin altını çizen Karaduman sözlerine şöyle devam etti:

Yeni YEKDEM fiyatlarıyla elektrikte arz-talep dengesi bozularak, enerji yatırımları azaldı. YEKDEM fiyatları, PTF (Serbest Piyasa) fiyatlarının altında kaldığı için serbest piyasada elektrik fiyatları YEKDEM’den daha pahalı hale geldi. Serbest Piyasada Elektrik fiyatı yaklaşık 10 cent/kws civarında, bu durumda PTF fiyatlarının alım garantili (YEKDEM) fiyatlarının çok üstünde olduğu görülüyor. YEKDEM’in çok yüksek olduğundan bahsedenlerin bu kritik konuda suskun kaldığını görüyoruz. Elektrik üretimimiz yeteri kadar artmadığı için yakın zaman içinde sanayide ve evlerde elektrik kısıntılarına başlanabilir. Bunun sonuçları ülke ekonomisi için çok ağır olabilir. Elektrikte dışa bağımlılığı azaltmak için yerli ve milli kaynaklarımız ile üretimi teşvik etmeliyiz. 1600 MW’lık atıl kapasiteye sahibiz. Kapasitenin izinleri verilerek üretimlerin önü açılmalıdır. Aksi halde daha fazla doğal gaz ithal etmek zorunda kalacağız. MWm ile MWe arasındaki fark bir an önce kaldırılmalı!”

SEKTÖRDE KRİTİK NOKTA: ENERJİ DEPOLAMA TEKNOLOJİLERİ VE YASAL DÜZENLEMELER

Enerji sektörünün 2022 hedeflerini belirlerken; temiz enerji teknolojileri, enerji depolama ile ilgili düzenlemeler, yeşil mutabakat anlaşmasının detayları ve hibrit enerji santrali yatırımlarına odaklandığının altını çizen YENADER Genel Sekreteri Doç. Dr. Füsun Tut Haklıdır, bu 4 önemli nokta hakkında ayrıntılı bilgiler aktardı:

“Sektörün gelişimindeki kritik rolü enerji depolama teknolojileri ve yasal düzenlemeler üstleniyor. Yenilenebilir enerjiye dayalı santraller arttıkça enerji depolama alanındaki teknolojilerde gelişiyor. Teknolojinin gelişmesi de santrallerin daha ucuza kurulmasını ve daha efektif olmasını sağlıyor. Bu sayede de kendi enerjisini üreten fabrikaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Fabrikalar hem ihtiyaç duydukları enerjiyi üretiyor hem de fazlasını şebekeye satarak ek gelir oluşturuyor. Amorti süresi de bu sayede daha çok kısalıyor. Enerjinin depolanması ve ihtiyaç halinde kullanılması fikri ise bu yatırımı daha avantajlı hale getirilmesine yardımcı olacak.”

ENERJİ DEPOLAMA ENERJİ SORUNLARININ ÖNÜNE GEÇECEK

Son dönemde yaşanan arz sorunları nedeniyle; Türkiye’nin üretim gücü sanayinin enerjisi, kısa süreliğine kesiliyor. Bu noktada enerjide dışa bağımlılığı azaltacak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artıracak depolama yatırımlarının, çözüm için önemli bir seçenek olarak öne çıktığını vurgulayan Haklıdır:

Elektrik depolama tesisleri, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından gün içinde elde edilen ihtiyaç fazlası elektriğin depolanabilmesini sağlıyor. Depolanan elektrik, üretimin azaldığı veya tüketim ihtiyacının arttığı durumlarda şebekeye verilerek ihtiyacın karşılanmasına yardımcı oluyor. Ülkemizde enerjiyi depolayacak tesislerin teşviklerle artırılarak enerjinin depolanması ülkemizin enerji sorunları yaşamasının önüne geçmekte kilit rol oynuyor” diyerek sözlerini noktaladı.

elektrik depolama tesislerienerji arz güvenliğienerji depolamaenerji dönüşümüiklim krizitemiz enerji teknolojileriYEKDEM fiyatlarıYENADERYenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği
Yorumlar (0)
Yorum Ekle