Kritik Madenlerin Covid-19 Sonrasında Küresel Tedarik Zinciri

Yakıt dışı kritik madenlerin hayati önemi COVID-19 sürecinde çok daha aşikar bir şekilde ortaya çıktı. Özellikle arz yönlü risklerin COVID-19 süreciyle artması ithalatçı ülkeleri ciddi manada endişeye sevk etti. Bu madenlerin, çeşitli imalat sektörlerinde kullanılması ve bu sektörlerin o ülkelerin GSYİH’larındaki öneminden dolayı ekonomileri ciddi zarara uğrattı.

Herhangi bir madenin az miktarda kullanılıyor olması dahi, yüksek katma değerli imalat sektöründe ciddi tedarik ve üretim sorunlarını ortaya çıkardı. Uluslararası Enerji Ajansı yaptığı son çalışmada 2030’a kadar en kritik hale gelecek 13 madeni tanımladı. IEA, Çin’in dünyadaki nadir toprak elementleri (REE)’nin %63’ünü ürettiğini belirtti.

Örneğin, molibdenin %45’ini Çin tek başına üretiyor. 13 kritik madenden bir diğeri olan kobaltın %70’inden fazlası ise Kongo’da çıkarılıyor. Avustralya, dünyadaki lityumun %55’ini üretiyor. Güney Afrika, dünyadaki platin üretiminin %72’sini gerçekleştiriyor. IEA Raporu, temiz enerjinin ve kritik madenlerin kesintisiz kullanılabilirliğinin dünya ekonomisinin dönüşümü için hayati olduğunu vurguluyor.

Kaynak: “Skewed Critical Minerals Global Supply Chains Post COVID-19” – Brookings Institute

Yayına Hazırlayan: Dünya Enerji Konseyi / Türk Milli Komitesi

coalcobaltcongoCOVİD 19 sonrasıcovid-19 processCovid-19 sürecicritical minesdünya ekonomisinin dönüşümüelectrical energyenergy agendaenergy industry market newsenerji sektörü piyasası haberleriglobal supply chainGüney AfrikaIEA raporuiea reportinternational energy agencykobaltKongoKritik MadenlerKüresel Tedarik Zincirilithiumlityummadencilik sektörü piyasası haberlerimining industry market newsnadir toprak elementleri (REE)platin üretimiplatinum productionpost covid 19rare earths (ree)south africatransformation of the world economyUluslararası Enerji Ajansı
Yorumlar (0)
Yorum Ekle