(Turkish) 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Çölleşme yeryüzünün en önemli sorunlarının başında geliyor. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre her yıl 6 milyon hektar alan çölleşmekte, dünyadaki orman varlığı yılda yaklaşık 7,3 milyon hektar azalmaktadır. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin daha da arttığı günümüzde çölleşme ile mücadelenin önemi daha da artmaktadır.

Kuraklık ve çölleşmenin etkilerini azaltmak amacıyla 17 Haziran 1994;te Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi imzaya açılmış ve Aralık 1996 da yürürlüğe girmiştir. Sözleşme’ye bugün itibariyle 196 ülke taraf olmuştur. Türkiye Sözleşme’ye 31.08.1998 tarihinden itibaren resmen taraf olmuştur.

Birleşmiş Milletler, Sözleşme’nin imzaya açıldığı 17 Haziran gününü “Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü” olarak kabul etmiştir. Her yıl 17 Haziranda Sözleşme’ye taraf ülkelerde Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesine kamuoyunun dikkatini çekmek, kuraklık ve çölleşme sorunlarına karşı farkındalığı artırmak, hükümetlerin çölleşmeyle mücadele konusunda gerekli tedbirleri almasını sağlamak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Birleşmiş Milletler, günümüzde en az 3,2 milyar insanın çölleşme ve arazi bozulmasından olumsuz etkilendiğini belirtiyor. Ülkemizde de durum daha ciddi boyutlarda; çünkü, Türkiye, coğrafi konumu, topoğrafik, toprak ve iklim özellikleri itibarı ile çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Ülkemizin yaklaşık dörtte biri (%22.5 i) yüksek çölleşme riski altında, küresel iklim değişikliğinin artan etkisiyle birlikte bu risk daha da artıyor.

Ülkemizde küresel iklim değişikliğinin artan etkilerini azaltmak ve uyum sağlamaya yönelik olarak 2019-2030 yıllarını kapsayan “Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlanmıştır. Strateji ve eylem planının hazırlanması önemli, ancak daha da önemlisi öngörülen stratejilerin hayata geçirilmesi ve eylemlerin uygulanmasıdır. Bilinmelidir ki uygulanmayan planların hiçbir değeri yoktur.

Anadolu toprakları her zamankinden daha fazla çölleşmeye doğru ilerliyor!

Çünkü, doğal alanlarımızı kaybediyoruz! Son 70 yılda mera alanlarımızın yarıdan fazlasını, sulak alanlarımızın ise %60’ından fazlasını kaybettik. Yanlış su yönetimi nedeniyle, su kaynaklarımız azalıyor.

Hemen bütün akarsularımız, göllerimiz kirlendi. Yeraltı sularımız bitme noktasına geldi. Yangınlar, madencilik faaliyetleri, alt yapı yatırımları ve yapılaşma nedeniyle orman alanlarımız daralıyor ve verimi düşüyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün resmi verilerine göre 2005 yılında Türkiye ormanlarından 13,9 milyon metreküp odun istihsali yapılmışken, bu rakam 2022 yılında 37 milyon m3’e ulaşmıştır. Bu olması gerekenden %50 daha fazladır. Bu kullanım sürdürülebilir değil!

Suyumuzu, ormanlarımızı ve nihayetinde topraklarımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız ve bu risk her geçen daha da artıyor.

Yetkililerden daha da geç olmadan Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planını eksiksiz uygulamaya davet ediyoruz!

Not: Eskişehir Çevre Derneği olarak ağına üye olduğumuz Doğaya Güç kat Platformunun hazırladığı yazıdır.

çölleşmeçölleşme ile mücadele
Yorumlar (0)
Yorum Ekle