Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 23 Ocak 2025
Enerji Uzmanı Adli Bilirkişi Enerji Gazetesi Kıdemli Editör Yazar Çiğdem Yorgancıoğlu’nun Divan Kuruçeşme’de Düzenlenen “GELECEĞE DEĞER” Lansman Resepsiyonu İzlenimleri ve Alınan İlhamla Yansıttıkları…
Enerji Gazetesi kıdemli editör, Enerji Sözleşmeleri uzmanı ( Adli Bilirkişi) yazar olarak, Divan Kuruçeşme ev sahipliğinde Koç Holding’in yenilenebilir enerji yatırımlarıyla büyümeye devam eden enerji şirket Entek Elektrik ve Sürdürülebilirlik Adımları Derneği tarafından düzenlenen ve Geleceğe Değer projesinin lansman resepsiyonu etkinliğine basın davetlisi şapkasıyla bu proje lansman etkinliğine katıldım. Öncelikle “Cigdem Yorgancioglu MIM CHI 360 VE CLC 360 İnteraktif Sürdürülebilirlik Eğitim –Atölye” projeleri ve programları ile kesişen alanlar olması sebebiyle, Entek ve Sürdürülebilirlik Adımları Derneği işbirliğinin sonucu ortaya çıkan bu projeyi son derece heyecanla karşıladım. Sürdürülebilirlikle ilgili kaliteli bir farkındalık geliştirmenin topluma değer katma bakımından anlamlı olduğunu düşünüyorum. Böyle projelerin hareketlendireceği alanların etkileri ülkelerin makro iktisadi açıdan da ülke ekonomileri için son derece önemli. Burada konuşmalarda ihtiyaç analizi neticelerinde ve başlangıç konuşmalarında “nitelikli işgücü “yaratma çabasının satır aralarını çözdüğünüzde bunu hemen kavramak mümkün. Genç nesle kapsamlı deneyimi, stratejik zihniyeti ve olağanüstü sonuçlar sunma becerisini bir sosyal sorumluluk bilinciyle kurumda profesyonel olarak gerçekleştirme fikri ve iradesi her zaman benim dikkatimi çeker. Entek Elektrik Kıdemli Sürdürülebilirlik Yöneticisi Ece Caymaz ve SADE yani Sürdürülebilirlik Adımları Derneği Başkanı Emrah Kurum, ve Yönetim kurulu asil üyesi Doğa Tamer ile proje lansman esnasında kısa öz ve verimli konuşmamız oldu. Gelecekte hep birlikte projeler yapar mıyız bilmem. İsterim elbet. Ancak böyle olmasa dahi, benzer alanlarda olmanın her zaman birbirimize ilham verecek olması bakımından iyi bir tanışma idi ve muhakkak ortak amaçlarda ilerleyenlerin farklı patikalar üzerinden de gitseler yollar kesişir bir yerlerde diyebilirim. Projede emeği geçen kim varsa eline gönlüne sağlık.
Koç Holding’in yenilenebilir enerji yatırımlarıyla büyümeye devam eden enerji şirketi Entek Elektrik olarak Sürdürülebilirlik Adımları Derneği işbirliğiyle hayata geçirilen Geleceğe Değer projesinin lansman buluşması Divan Kuruçeşme’de gerçekleştirildi. Geleceğin enerji dünyasına yön vermek ve yenilenebilir enerji sektöründe kariyerine adım atmak isteyen meslek yüksekokulu öğrencileri için hayata geçirilen “Geleceğe Değer” projesi ilk olarak Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nda Elektrik bölümünde başlatılmış. Ülkenin sahip olduğu potansiyel ve yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde güçlü bir bölgesel lider olma yolunda ilerlerken “Geleceğe Değer” projesi bu dönüşüme katkı sunmakta imiş. Kırklareli Edirne Ankara illerinde yeni projeler de yolda imiş. Bu meyanda “Geleceğe Değer” mottosu 2 şekilde de okununca çok yaratıcı. Bu slogana bir slogan da ben ekleseydim şöyle derdim sanırım. “GELECEĞİN DEĞERİNİ DÜŞÜRMEYEN GELECEĞE DEĞER “- “DEĞERLİLERİMİZ VE DEĞERLERİMİZE DEĞEN GELECEĞE DEĞER.
CLC 360 Perspektifi ile Sürdürülebilirlik Özelinde Kurumsal Yaşam Sektör ve Liselerde İşbirliğine ve Projeye Genel Bakış
Öncelikle genel anlamda, Çevre sorunlarına ilişkin artan farkındalık, eğitim ortamlarında sürdürülebilirlik projelerine olan ilginin artmasına yol açmış. vaziyette. Bu dünya çapında gelişen bir trend. Liseler, yenilenebilir enerji deneyleri ve ekolojik yöneticilik için merkezler olarak hareket etme fikrini benimsemeye başlamıştır. Geri dönüşümü, enerji tasarrufunu ve yenilenebilir enerji uygulamasını teşvik eden programlar artık müfredatın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu projeler yalnızca öğrencilere sürdürülebilirlik konusunda eğitim vermekle kalmaz, aynı zamanda bir çevresel sorumluluk kültürü de geliştirir. Güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları giderek daha önemli hale gelmiştir. Teknolojinin ilerlemesi ve azalan maliyetler bu seçenekleri daha erişilebilir hale getirmiştir. Örneğin güneş panelleri uygulayan okullar, öğrencilere uygulamalı öğrenme deneyimleri sunarken enerji maliyetlerini önemli ölçüde azaltabilir. Öğrenciler bu projeler aracılığıyla güneş enerjisi sistemleri, avantajları ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolleri hakkında bilgi edinebilirler. Dünya çapında çeşitli bölgelerdeki okullar yenilenebilir kaynakları kullanmayı amaçlayan yenilikçi projeler benimsemiş vaziyette. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Solar Schools Initiative, liselerin hükümet programlarından ve yerel organizasyonlardan gelen mali destekle güneş panelleri kurmasına olanak tanır. Bu girişim sayesinde öğrenciler sistemin performansını izleyebilir, yatırım getirisi hakkında finansal okuryazarlık tartışmalarına katılabilir ve güneş enerjisinin çevresel etkisini öğrenebilir. Bu proje, okulların sürdürülebilirlik için nasıl canlı laboratuvarlar haline gelebileceğini örneklemektedir. Aynı türden Rusya’da ve Kıta Avrupası’nda ve pek çok kıtada farklı büyüklükte girişim ve projeler de var. Bu tür girişimlerin etkisi, anlık eğitim faydalarının ötesine uzanır. Sürdürülebilirlik projelerine katılan öğrenciler genellikle artan bir etki duygusu yaşarlar. İklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan daha büyük sosyal hareketlerin katılımcıları olurlar. Bu güçlendirme, yaşam boyu alışkanlıklara ve kişisel ve profesyonel yaşamlarında sürdürülebilirliğe bağlılığa dönüşebilir. Bu projelere katılım, eleştirel düşünme becerilerini geliştirir ve öğrencileri gerçek dünya sorunlarına çözümler aramaya teşvik eder. Dahası, sürdürülebilirlik söylemindeki çeşitli bakış açıları, iş birliğinin ve kapsayıcılığın önemini vurgular. Farklı geçmişlere sahip öğrencileri dahil etmek, çevresel sorunlar hakkında daha zengin bir tartışma sağlar. Çeşitli bakış açılarını barındırmak için okullar, bilim, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematiği (STEAM-ScienceTech Engineering Art Mathematics) /STEM birleştiren çok disiplinli projeler oluşturabilir. Bu yaklaşımla, öğrenciler yerel çevresel sorunları analiz ederken sürdürülebilir çözümleri birden fazla açıdan keşfedebilirler. Yenilenebilir enerji teknolojileri gelişmeye devam ettikçe, liseler yenilikçi çözümler uygulamak için daha fazla fırsata sahip olacaklardır. Örneğin, akıllı teknolojilerin daha fazla entegrasyonu enerji yönetimini ve verimliliğini kolaylaştırabilir. Öğrenciler enerji tüketimlerini gerçek zamanlı olarak nasıl izleyeceklerini ve verilere dayalı kararlar almayı öğrenebilir, bu da hesap verebilirlik kültürünü teşvik edebilir.
CLC 360 Perspektifi – Sürdürülebilirlik Eğitimi, UN-SDG Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH) Ulaşmanın Temel Taşıdır
Sürdürülebilirlik eğitimi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH) ulaşmanın temel taşıdır. CLC 360 PROGRAMLARIMIZ, sürdürülebilirlik eğitiminin SKH’lerle ilişkisini, tarihsel perspektifini ve toplum üzerindeki etkisini ele almaktadır. CLC 360 SUSTAIN-SDG eğitim programımız etkili kişilerin katkılarını inceleyecek, uygulanmasına ilişkin farklı bakış açılarını analiz edecek ve alandaki potansiyel gelecekteki gelişmeleri inceler. BM, 2015 yılında yoksulluğu sona erdirmek, gezegeni korumak ve 2030 yılına kadar herkes için refahı sağlamak için evrensel bir eylem çağrısı olarak Sustainable Development Goals yani Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini (SKH)oluşturmuştur. 17 hedefi kapsayan SKH’ler, sosyal katılım, ekonomik büyüme ve çevre koruma arasındaki bağlantıları kabul eder. Bunlar arasında, SKH 4 özellikle kapsayıcı ve eşit kaliteli eğitim sağlamaya ve herkes için yaşam boyu öğrenme fırsatlarını teşvik etmeye odaklanır. Eğitim, tüm SKH’lere ulaşmada kritik bir rol oynar ve temelde sürdürülebilirliğin temel itici gücü olarak konumlandırılır. Sürdürülebilirlik eğitimi, bireyleri günlük yaşamlarında ve karar alma süreçlerinde sürdürülebilir uygulamaları benimsemeleri için güçlendirir. Çevresel kaygılar, toplumsal eşitlik ve ekonomik bütünlükle ilgili eleştirel düşünmeyi ve bilinçli eylemleri teşvik eder. Öğrencilere sürdürülebilirlik ilkeleri hakkında bir anlayış kazandırarak, eğitim gezegene ve kaynaklarına karşı bir sorumluluk duygusu geliştirir. Bu eğitim biçimi, insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki etkileri konusunda farkındalık yaratarak sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan bilgili vatandaşlar yaratır.
Sürdürülebilirlik eğitimine doğru tarihi yolculuk 20. yüzyılın sonlarında ivme kazanmaya başladı. 1972’de Stockholm’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı, küresel çevre yönetiminin başlangıcını işaret eden önemli bir andı. 1992’de Rio de Janeiro’da düzenlenen the Earth Summit yani Dünya Zirvesi, sürdürülebilir kalkınma için eğitimin önemini vurgulayan Gündem 21’in ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Bu, sürdürülebilirlik kavramlarını dünya çapındaki eğitim müfredatlarına entegre etmek için temel oluşturdu. 2005’te United Nations Decade of Education for Sustainable Development -Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma İçin Eğitim On Yılı başlatıldı ve sürdürülebilir uygulamalara dayanan bir eğitim sistemine olan ihtiyaç daha da sağlamlaştırıldı.
Bilim insanlarının katkıları, sürdürülebilirlik eğitimi ile küresel zorlukların ele alınmasında pratik uygulamalar arasındaki önemli bağlantıyı vurgular ve sürdürülebilirlik eğitiminin manzarasını önemli ölçüde şekillendirmiştir. Önemli katkılardan biri, su ayak izi kavramı üzerindeki çalışmalarıyla tanınan Dr. Arjen Y. Hoekstra’dır. Bu kavram, bireyleri ve işletmeleri su kullanımlarını ve sürdürülebilirlik için etkilerini anlamaya teşvik eder.
Sürdürülebilirlik eğitimiyle ilgili pek çok çeşit farklı bakış açıları mevcuttur. Savunucuları, sürdürülebilirliği eğitime entegre etmenin proaktif vatandaşlığı ve toplum katılımını teşvik ettiğini ileri sürmektedir. Sürdürülebilirlik kültürünü teşvik ederek, eğitim sistemleri öğrencileri iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin kaybı ve kaynak kıtlığı gibi acil sorunlarla başa çıkmaya hazırlayabilir. Dahası, sürdürülebilir teknolojiler ve uygulamalar geliştirmek için gerekli olan yenilikçi düşünme ve problem çözme becerilerini teşvik eder. Ancak eleştirmenler potansiyel zorlukların altını da çizmekten geri durmuyorlar. Sürdürülebilirliğin mevcut müfredata dahil edilmesinin eğitim kurumları ve politika yapıcılar tarafından dirençle karşılanabileceğini savunurlar. Öğretmen eğitiminin ve kaynaklarının yeterliliğiyle ilgili endişeler de yüzeye çıkar. Dahası, bazı eleştirmenler sürdürülebilirlik eğitiminin yüzeysel bir şekilde ele alınabileceğini, altta yatan sosyal adalet endişelerine değinmeden çevresel sorunlara vurgu yapılabileceğini iddia etmektedir. Eğitim sistemlerinin sürdürülebilirlik müfredatlarına sosyo-ekonomik ve çevresel boyutları da dahil eden bütüncül bir yaklaşım sağlaması esastır.
Küresel bir bakış açısından, farklı bölgeler sürdürülebilirlik eğitimini çeşitli bağlamlarda uygular. Örneğin İskandinav ülkeleri sürdürülebilirliği tüm eğitim seviyelerine entegre eder ve çevresel sürdürülebilirliğe öncelik veren eğitimli vatandaşlarla kayda değer bir başarı gösterir. Tersine, birçok gelişmekte olan ülke sınırlı kaynaklar ve altyapı ile mücadele eder ve bu da kapsamlı sürdürülebilirlik eğitimi sağlama yeteneklerini engeller. Ülkeler arasındaki iş birliği, bilgi paylaşımını ve kapasite oluşturmayı kolaylaştırarak sürdürülebilir eğitimi dünya çapında teşvik edebilir. Son yıllarda, iklim değişikliği ve toplumsal eşitsizliklerin artan aciliyeti sürdürülebilirlik eğitimini ön plana çıkardı. Eğitim kurumları sürdürülebilirlik girişimlerine öncelik vermeye ve öğrencileri gerçek dünya problemlerini çözmeye dahil etmeye başlıyor. Örneğin, üniversiteler ve liseler sürdürülebilirlik zorluklarına odaklanan disiplinler arası inovatif programlar geliştiriyor.
ChiLange Challenge – CLC 360 ve MIM Chi 360 EducAction Eğitim Yaklaşımı (Çiğdem Yorgancıoğlu ) Nedir?
Esnek, sürdürülebilir, evrensel bir etik gelecek inşa etmek ve etki yaratmak hepimizin sloganı gibi görünüyor. “Sürekli büyüyen bir profesyonel alanda çalışırken veya okurken, aynı zamanda bu dünyayla temas halinde olmamızı ve teknolojinin hızla değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Geçmişte olduğu gibi, yeni konulara hızlı bir şekilde uyum sağlama ve aşina olma yeteneğinin önemli bir gereklilik olduğu açıktır. Bu, her birimiz kendi eksiklerimizi yaratırken, 21. yüzyılın yetkinliklerini kazanma zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Bireylerin bilişsel ve davranışsal düzeyde dijital becerilerini ve özgüvenlerini geliştirmeleri ve yapay zeka ve tüm dijital teknolojileri birleştiren teknolojilerle sağlıklı ve mutlu bir uyum içinde yaşamaları ve gelişmeleri için yollara ilişkin kılavuzlara ihtiyaç duyulacak ve bu konudaki gelişmeler bu şekilde devam edecektir. Sunulan eğitim başlıkları, araştırma ve öğretimde uluslararası düzeyde uluslararası düzeyde rekabetçi olan disiplinler arası odak alanlarına sahip, yenilikçi, araştırma odaklı bir üniversiteye (ve Corğportae dünyasına) özgü olan ve özgül olabilen programlardır, eşit fırsatlar, çeşitlilik, mükemmellik ve Uluslararası araştırma profilini ilerletmek, geniş ufuklu, etik, yaratıcı, yenilikçi, çözüm odaklı, eşitlikçi, yüksek toplumsal sorumluluk duygusuna sahip, karakterli ve dürüst yeni bir nesil inşa etmek teşvik edilmektedir. Eşitlik, Adalet, Kapsayıcılık, Etik ve Çeşitlilik ilkelerine bağlı, eğitiminin iki önemli ayağını oluşturan disiplinlerarası Çiğdem Yorgancıoğlu Paradigm Shifts programları, “Chi Lange Challenge -CLC 360EducAction” ve MIM Chi 360 programları, kapsamlı müfredatları, teknik ve yumuşak beceri alanları ile kıdemli ve genç bilim insanlarına üniversite yaşamının öğretim ve idari yükümlülüklerinden bağımsız olarak araştırma projelerine odaklanma ve kendilerini geliştirme fırsatı sağlar. Sürekli öğrenme veya yaşam boyu öğrenme kapsamında verdiği gibi, tüm gençlere ve yetişkinlere yaşamda kalıcı başarı, huzur ve refahı sağlamak için destekleyici, ilham verici ve içgörü sağlamayı amaçlamaktadır. Chi Lange Challenge -CLC 360 ve MIM Chi 360 akademik bilimi ve araştırmayı desteklemek, kurumsal gücü ve bireyi güçlendirmek için yapılandırılmış bir programdır. CLC 360, akademik yaşamın yanı sıra kurumsal yaşamı da güçlendiren disiplinler arası bir yaklaşımla geliştirilen modüllerden oluşur. Farklı uzmanlık alanlarında ve akademik dünyada, ayrıca kişisel yaşamda, kurumsal yaşamda uygulanabilen bu eğitimler için birkaç söz. Akademik dönemleri içeren akademik yılda, yaşam boyunca görülebilecek teknik ve yumuşak beceri öğrenme programlarını içerir, profesyonel yaşamlarına atılmış gençlerin, çalışanların, iş insanlarının ve akademisyenlerin bilimsel başarılarına ve çalışanların ve akademisyenlerin üretkenliğine ve başarısına katkıda bulunmaya odaklanır. Bu programlara örnek olarak atölye çalışmaları, seminerler, kurslar, konferanslar, atölyeler, turnuvalar, yarışmalar, oyunlar, festivaller verilebilir. Çocukların, gençlerin veya yetişkinlerin sürekli öğrenen, yenilik arayan, yenilikçi düşünme becerisine sahip, yaşamlarının her alanında farklı ve özgün eserler ortaya koyan bireyler olarak yetiştiği bir hayalim var. Çünkü her biri, fiziksel ve zihinsel hareketlerin ve kasların kullanımı sayesinde mutlu, sağlıklı, bağışıklık sistemi güçlenmiş, dirençli, formda ve çevik bir şekilde geleceğin dünyasında yer almanın temel bir özellik olacağının bilincindedir. Adil, onurlu ve dürüst bir insan için yaşamda kalıcı başarının tek bir temeli olabilir, o da beden ve zihin esnekliğinin korunmasıdır. Çiğdem Yorgancioğlu Chi Lange Challenge -CLC360EducAction ve MIM Chi 360 bu esnekliği kazanmaya ve korumaya yönelik programları içerir. Bu noktada evrensel kurallar, yasalar ve etik değerler, adalet, şefkat ve toplumdaki çatışmayı azaltarak barış dilinin inşası sınır noktalarıdır. Başarıya giden yolda kapasitelerimizi geliştirmemizi hiçbir şey engelleyemez, engelleyemez. ChiLange Challenge – CLC 360 ve MIM Chi 360, kişisel liderlik stilinizi bulmanızda size rehberlik eden, bilgi ve farkındalığa dayalı içgörü ve ilham veren, bir vizyon ve stratejiye ulaşma hedefinize ulaşabileceğinize inanmanızı sağlayan “İnsan Merkezli Öğrenme ve Öğretme” programlarını içerir. Bunlar, çocuk öğrenme, genç öğrenme ve yetişkin merkezli Farkındalık çalışmalarından oluşan programlardır. “Chi Lange Challenge – CLC 360 ve MIM Chi360” etik, rasyonel bir yaklaşımla bilim ve toplum üzerinde değerlere dayalı dönüştürücü bir etki yaratmayı amaçlamaktadır. CLC 360, araştırma, keşif ve öğrenme etkinlikleri yoluyla bilgiyi etkiye dönüştüren ve katılımcılarını ve kurumlarını inovasyon içinde destekleyen bir eğitim modeli yaklaşımıdır.
Cigdem Yorgancıoğlu Chi Lange Challenge CLC 360-MIM CHI 360 Programları ve CRM Ekip Kaynak Yönetimi Uygulanabilirliği
Chi Lange Challenge CLC 360-MIM CHI 360 Drama Dance Theatre Philosophy Math programları ile öğrencilere gelecekteki iş ortamında etik, çevik, dijital ve sürdürülebilir dönüşümü yönlendirmek için gereken temel becerileri kazandıran eğitimlerimiz var. Okullara sosyal sorumluluk kapsamında gönüllü destekleri veriyoruz. Çocuklar, gençler ve yetişkinler MIM CHI 360 atölyelerinde ileri dönüşüm projeleri için yaratıcı çözüm odaklı çözümlerle buluşur. Bu atölyelerde atıkları azaltmaya, karbon ayak izi düşürmeye yardımcı olmak için kullanımınıza göre uyarılar ve düzenli ipuçları alırsınız.
CLC 360-MIM CHI 360 programları, öğrencilere gelecekteki iş ortamında dijital ve sürdürülebilir dönüşümü yönlendirir. Bu anlamda sektörün nitelikli iş gücü ihtiyacına çözüm için gereken etik ve çevik lider, temel becerileri kazandırır. Bu konuda TASARIM ODAKLI ETKİLEŞİMLİ eğitimlerimiz de var okullara sosyal sorumluluk kapsamında gönüllü destekler de veriyoruz. Bu minvalde, konu son derece heyecan verici. Gençler çok çok önemli Gençler gelecekte sürdürülebilir iş uygulamalarını tasarlayacak, inşa edecek ve yönetecekler. Bunları yakın gelecekte hayal etmek harika. Gelecekte çevik gençler çevresel etkiyi azaltmak için büyük verileri analiz edecekler. Sosyal ve çevresel zorlukları çözen işletmeleri yönetecekler. Kurumsal sosyal sorumluluk girişimlerine öncülük edecekler. Yeşil teknolojiler için makine öğrenimi modelleri geliştirecekler. Sürdürülebilir teknoloji ürünleri ve hizmetleri konusunda yenilik yapacaklar. Sürdürülebilirlik odaklı büyüme stratejileri geliştirecekler. Gençler, toplumsal etki için kar amacı gütmeyen kuruluşları yönetecekler. Kısacası gençlerin geleceğimizi şekillendirmelerine güvenmek ve bu konuda onlara yatırım yapmak güzel ve desteklenmesi gereken bir çaba. Gençlere iş dünyasının habitatını da dikkate alarak kurumsal yaşamın ve sürdürülebilirliğin dinamiklerinin kavrayarak çalışma hayatlarında yörüngeye tutunma olanağı da sağlar böyle projeler. Ayrıca mürettebat üyelerinin tehlikeleri başarılı bir şekilde tahmin edip tanımaları ve ardından durumu düzeltmeleri için gerekli becerileri geliştirmelerine yardımcı olan programlar bunlar. Biz MIM CHI – CLC 360 da da bunu önemsiyoruz . Havacılık ve Denizcilik sektörünün yanısıra başta sağlık sonra enerji gibi alanlarda Mürettebat Kaynak Yönetimi (Ekip Kaynak Yönetimi-Crew Resource Management) günümüzde daha da değer kazanıyor. Bu bağlamda Ekip kaynak yönetimi yani CRM “insan hatası” kaynaklı kaza, ramak kala ya da felaketleri önlemede hayli korunaklı bir kalkan. Bu tip CLC360-CRM eğitimler, CLC360 RISK MITIGATION programları ile bütüncül bakış açısı ile sunulduğunda bu nevi okul proje çalışmalarına uygulanabilir türden. Zira etkili iletişim, liderlik İnsan Faktörleri ve hata önleme gibi kavramlar dağarcığına, etik karar alma süreçler için gerekli olan olmazsa olmaz. Bunların üzerine Situational awareness tabir edilen yani “Durum Farkındalığı, planlama, delege etme, yönlendirme ve “facilitation” yani kolaylaştırma yeteneği, çevik takım çalışması birlikte uyarlanıp, proje etkinliği daha da yüksek bir seviyeye çekilebilir. CLC360 Programlarıyla Projenin (Lansmanda bahsi geçen GELECEĞE DEĞER projesi) hedeflerinden olan ve ihtiyaç analizinde de gerekliliği saptanan “nitelikli işgücü” daha da ulaşılabilir hale gelebilir. Sürdürülebilirlik Adımları Derneği Başkanı Emrah Kurum beyin “Geleceğe Değer “projesi kapsamında gerçekleştirdikleri ihtiyaç analizin bulguları gençlerin meslek seçimlerinde yaşadığı zorlukların, altı çizilen mavi yaka ile beyaz yaka gibi algılara dair kapsayıcı olmayan önyargılı algılar olduğunu göstermiş. O halde bu nevi önyargılı varsayımlar dahil çeşitli önyargıların ve yenilenebilir enerji sektörünün ihtiyaçlarının bir potada eritilerek çözüm üretmeki hayli mümkün gözüküyor. Zira sorunların kaynağına ve köküne inme yaklaşımı nedensellikleri ve dahi çözüm bulmayı da bir o kadar kolaylaştırır. Bundan sonrası bu farkındalığın üzerine inşa edilen eğitimi oturtmakta.
Mevzuyu biraz daha açalım ve bir de şu şekilde ifade edelim.
CLC 360 Perspektifi ile Sürdürülebilirlik Özelinde Kurumsal Yaşam Sektör ve Liselerde İşbirliğinin Önemi
Sürdürülebilirlik kavramı, özellikle kurumsal yaşam ve lise eğitimi alanlarında, günümüz dünyasında giderek daha önemli hale gelmiştir. Bu 3 alanın kesişimini, tarihsel gelişimlerini, güncel etkilerini, etkili kişileri ve potansiyel gelecekteki eğilimleri inceleyerek keşfetmek iyi bir fikirdir. Sürdürülebilirliğin kurumsal stratejiler ve eğitim çerçeveleriyle karşılıklı bağımlılığı, gelecek nesillere kalıcı değişim yaratma yetkisi veren işbirlikçi bir yaklaşıma olan ihtiyacı vurgular. Kurumsal yaşamda sürdürülebilirlik, son birkaç on yılda önemli ölçüde evrimleşmiştir. Başlangıçta işletmeler arasında çevresel bir endişe olarak görülen bu kavram, kurumsal stratejinin merkezi bir ilkesi haline gelmiştir. Çevresel bozulma, kaynak tükenmesi ve toplumsal eşitsizlikler, şirketleri uygulamalarını yeniden değerlendirmeye yöneltmiştir. İşletmeler, sürdürülebilir uygulamaların itibarlarını artırabileceğini, maliyetleri düşürebileceğini ve inovasyonu teşvik edebileceğini fark etmeye başlamıştır. Unilever’in eski CEO’su Paul Polman gibi etkili isimler, kısa vadeli kârdan ziyade uzun vadeli değerin önemini vurgulayarak sürdürülebilir iş uygulamalarını savunmuştur. Polman’ın liderliği, kurumsal sorumluluğun kârlılıkla nasıl iç içe geçebileceğinin dikkate değer bir örneğidir. Birçok çokuluslu şirket artık sürdürülebilirlik girişimleri uyguluyor. Patagonia gibi şirketler, etik tüketiciliği teşvik ederken iklim değişikliği konusunda farkındalığı artırmak için platformlarını kullanarak çevrecilikte lider olarak kendilerini kanıtladılar. Patagonia’nın misyon beyanı sürdürülebilirliği savunuyor ve kurumsal kimliğin sosyal ve çevresel değerleri teşvik etmedeki kritik rolünü gösteriyor. Bakış açısındaki bu değişim, işletmelerin gezegen ve toplum üzerindeki etkilerinden sorumlu tutulduğu daha geniş bir eğilimi gösteriyor.
Lise eğitimi alanında, sürdürülebilirliği müfredata dahil etme ihtiyacının giderek daha fazla kabul gördüğü görülüyor. Eğitimciler, öğrencileri giderek çevresel zorluklarla tanımlanan bir dünyada yol almak için gerekli bilgi ve becerilerle donanmayı amaçlıyor. Okullar, çevre yönetimini, sosyal adaleti ve ekonomik sürdürülebilirliği vurgulayan programlar uygulamaya başladı. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi önemli çerçeveler, eğitim standartlarına entegre ediliyor ve çevre bilincine sahip ve sosyal sorumluluk sahibi geleceğin liderlerini şekillendirmeye yardımcı oluyor. Sürdürülebilirliği teşvik etmede eğitimcilerin rolü kritik öneme sahip. Sir Ken Robinson ve David Orr gibi etkili isimler, çevre sorunlarının aciliyetini yansıtan müfredatlar tasarlamak için eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesini savundular. Robinson eğitimde yaratıcılığı ve yeniliği vurgularken Orr ekolojik okuryazarlığın önemini savunuyor. Bu bakış açıları birlikte, eğitimcileri zamanımızın acil çevresel zorluklarını ele alabilecek bir nesil problem çözücü yetiştirmeye teşvik ediyor.
Kurumsal yaşam ile lise eğitimi arasındaki artan sinerji, iş birliği için bir fırsat sunuyor. Eğitim kurumlarıyla kurumsal ortaklıklar, yalnızca yetenekli değil aynı zamanda sürdürülebilir uygulamalara kendini adamış nitelikli bir iş gücü yetiştirebilir. Stajlar, mentorluklar ve proje tabanlı öğrenme gibi girişimler, öğrencilerin teorik bilgileri gerçek dünya ortamlarında uygulamalarına olanak tanır. Okullar, işletmelerle işbirliği yaparak öğrencilerin sürdürülebilirlik anlayışını geliştirebilir ve onları iş piyasasıyla ilgili pratik becerilerle donatılabilir.
Bununla birlikte, hem kurumsal hem de eğitim çerçevelerinde sürdürülebilirliğe yönelik tutarlı bir yaklaşım oluşturmada hala zorluklar var. Önemli bir engel, iki sektör arasındaki önceliklerdeki farklılıktır. İşletmeler genellikle karlılığa ve operasyonel verimliliğe odaklanırken, eğitim kurumları akademik başarıya ve standart testlere öncelik verebilir. Bu uyumsuzluk, entegre sürdürülebilirlik programlarının geliştirilmesini engelleyebilir. Şirketler,kurumlar ve okullar arasındaki etkili iletişim ve işbirliği, bu engelleri aşmak ve sürdürülebilirliğin ortak bir hedef olarak kalmasını sağlamak için esastır. Dikkate alınması gereken bir diğer bakış açısı, hem kurumsal yaşamda hem de eğitimde sürdürülebilir uygulamaları kolaylaştırmada teknolojinin rolüdür. Teknolojideki ilerlemeler, sürdürülebilir uygulamalarda yeniliği teşvik ederek işletmelerin çevresel ayak izlerini (karbon ayak izi) azaltması sağlayabilir. Benzer şekilde, teknoloji eğitim metodolojilerini iyileştirebilir ve sürdürülebilirliği öğrenciler için daha erişilebilir hale getirebilir. Çevrimiçi platformlar, dijital kaynaklar ve sanal simülasyonlar, sürdürülebilirlik anlayışını ilgi çekici ve etkileşimli yollarla geliştirmeye yardımcı olabilir. Öğrencileri sürdürülebilir kalkınma için teknolojiyi kullanmaya hazırlamak bu açıdan çok önemli olacaktır. Bu nedenle, sürdürülebilirliğin kurumsal yaşama ve lise eğitimine entegrasyonunun derinleşmesi muhtemeldir.
LAUNCH EVENT PRESS BULLETİN – “GELECEĞE DEĞER PROJESİ LANSMAN”
Entek Elektrik, Sürdürülebilirlik Adımları Derneği ile birlikte meslek yüksekokulu öğrencilerini geleceğe hazırlıyor.
Koç Holding’in yenilenebilir enerji şirketi Entek Elektrik ve Sürdürülebilirlik Adımları Derneği’nin hayata geçirdiği ‘Geleceğe Değer’ projesi, yenilenebilir enerji sektörüne yetkin saha çalışanları kazandırmayı hedefliyor. Dijital teknolojilerden analitik becerilere geniş bir yelpazede eğitim olanakları sunan proje, saha ziyaretleri ve uygulamalı çalışmalarla gençlere sektörü yakından tanıma ve kariyerlerini hedeflerine uygun olarak şekillendirme fırsatı sunuyor. Geniş eğitim programı enerji sektörünün nitelikli iş gücü ihtiyacına çözüm üretirken, gençlerin gelecekteki çalışma hayatları için sağlam bir temel atmalarına da olanak sağlıyor. “Sektörün nitelikli iş gücü ihtiyacına da çözüm sunuyoruz” projenin çıkış noktasını ve sağladığı faydayı vurgulayan Entek Elektrik Genel Müdürü Bilal Tuğrul Kaya, “Geleceğe Değer’in ortaya çıkış hikâyesi, meslek yüksekokullarının ilgili bölümlerinden mezun olan öğrencilerin, yenilenebilir enerji sektöründeki fırsatlardan haberdar olmadıklarını gözlemlememizle başladı. Bu öğrencilerin potansiyelinin ortaya çıkmasına yardımcı olmak ve geleceğin enerji iş gücünü yetiştirmek üzere somut bir adım atmak istedik. Böylece, akademisyenler, kamu kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve STK’ların katılımıyla kapsamlı bir ihtiyaç analizi gerçekleştirdik. Öncelikle öğrencilerin ihtiyaçlarını ve sektörün beklentilerini derinlemesine anlamak için yaptığımız bu çalışmalardan elde ettiğimiz bulgular, eğitim programının temelini oluşturdu. Bu analiz sonucunda, hem öğrencilerin iş dünyasına adapte olmalarını kolaylaştıracak hem de onlara 21. yüzyıl becerilerini kazandıracak bir eğitim programı oluşturduk. Aralık ayında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde başladığımız eğitimlerimizde, gençlerin sektöre yönelik ilgisini ve bu alanlarda kariyer yapma heveslerini görmek bizler için hem ilham verici hem de gurur kaynağı oldu” ifadelerine yer verdi.” “İhtiyaç ve beklentiler doğrultusunda kapsamlı bir eğitim programı hazırladık” dedi.
Projenin Entek kültürü ile nasıl şekillendiğini anlatan Entek Elektrik Ortak Hizmetler ve Dönüşüm Grup Direktörü Ömer Gün ise sözlerine şöyle devam etti: “Entek olarak, kurum kültürümüzün temelinde insana değer yatıyor. Biliyoruz ki, kurumların sürdürülebilir başarısı, yetkin ve donanımlı çalışma arkadaşlarımızın varlığına dayanıyor. Bu bilinçle çalışma arkadaşlarımızın gelişimine yatırım yaparak; sürekli öğrenme kültürüne sahip, zamanın ruhunu okuyan ve geleceğe daha umutla bakan gençleri çalışma hayatına kazandırmayı hedefliyoruz. Entek’te saha çalışanlarımız teknolojik gelişmeleri takip eden ve iş süreçlerinde aktif olarak kullanan, ekip ruhu taşıyan ve analitik düşünme becerisi yüksek kişilerden oluşuyor. Yenilenebilir enerji sektörünün gelişiminde bu yetkinlikler büyük önem taşırken, meslek yüksekokulları bu süreçte kilit bir rol üstleniyor.
Geleceğe Değer projesinde de amacımız, ülkemizin geleceği olan gençlere dijital teknolojiler, iletişim, problem çözme, çevresel ve sosyal sorumluluk gibi beceri ve farkındalıkları kazandırırken, sektör profesyonelleriyle buluşacakları saha ziyaretleri ve uygulamalı eğitimlerle onların gelişimlerini desteklemek. Yenilikçi eğitim programlarımız ve saha ziyaretleriyle, öğrencilerimizin sadece akademik değil, aynı zamanda pratik becerilerle de yetkinliklerini bir adım daha ileri taşımayı amaçlıyoruz.”
Projenin başlangıç aşamasında yapılan ihtiyaç analizi sonuçlarını paylaşan Sürdürülebilirlik Adımları Derneği Başkanı Emrah Kurum, meslek yüksekokulu öğrencilerinin kariyer tercihlerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
“Geleceğe Değer projesi kapsamında gerçekleştirdiğimiz ihtiyaç analizi ile gençlerin meslek seçimlerinde yaşadığı zorlukları ve yenilenebilir enerji sektörünün ihtiyaçları daha iyi anlamayı hedefledik. Özel sektör çalışanlarından akademisyenlere, öğrencilerden kamu kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına kadar farklı paydaş kitlesiyle yaptığımız görüşmeler sonucunda, gençlerin ekonomik kaygılar, güncel değişimleri takip etmede zorluklar, saha ziyaretlerinin eksikliği ve kariyer fırsatlarına erişim konularında ciddi engellerle karşılaştığını tespit ettik. Görüşmelerde yenilenebilir enerji sektöründe teknik bilgi, iletişim becerileri ve sürekli öğrenmeye açık olma gibi yetkinliklerin önemi vurgulanır iken, yenilenebilir enerji sektörüyle ilgili bilgi eksikliği ve saha ziyaretlerinin yetersizliği öne çıktı. Ayrıca, ilham veren rol modellerin ve staj olanaklarının yetersizliği gibi faktörlerin, gençlerin sektöre yönelmesini engellediğini belirledik. Bu analiz, mevcut sorunları ortaya koymamızın yanı sıra; akademi, kamu ve özel sektör işbirliğini güçlendirmek, eğitim içeriklerini yenilemek ve gençlerin kariyerlerine umutla bakmalarını sağlamak açısından somut öneriler de sundu.”
H. Çiğdem Yorgancıoğlu – Energy Contracts Expert / Forensic Person / ‘Enerji Gazetesi’ Senior Author – http://www.cigdemyorgancioglu.org/