CLA Akademi | Enerji Gazetesi

Amerika’nın Yenilenebilir Enerjisi Nükleeri Geçti

Kategori : BİYOKÜTLE & BiYOGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, HES & HİDROELEKTRİK SANTRALİ, JEOTERMAL ENERJİ, NÜKLEER ENERJİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 16 Ağustos 2018


2018 yılının ilk beş ayında yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi nükleeri geride bıraktı. Nükleer enerjinin sıfır karbonlu elektrik alanındaki lider rolü sona eriyor olabilir.

On yıllardır duraklamış durumda olan nükleer santral gelişimi ve ucuz rüzgar ve güneş santrali kurulumlarının gittikçe artan yükselişinden sonra, yeni enerji kaynakları mesafe kat ediyor. Enerji Bilgi Yöneti Dairesi (EIA) verilerine göre 2018’in ilk beş ayında yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki oranı %20,17 olurken nükleer enerjinin oranı %20,14 olarak gerçekleşti.

Benzer bir rekor 2017’nin ilk üç ayında da kırılmıştı. Sonraki iki ay olan Nisan ve Mayıs da eklendiğinde yenilenebilirin payı nükleere göre %10 daha fazlaydı.

Aslında yenilenebilir kategorisi rüzgar, hidro, büyük ve küçük ölçekli güneş, jeotermal ve biyokütleyi içeriyor. Elektrik üretiminde en yüksek paya sahip olan nükleer, ikinci en büyük paya sahip olan hidronun halen iki katı büyüklüğünde.

Veriler temiz enerji karmasının nasıl değiştiğine dair anlık bir görüntü ortaya koyuyor. Sun Day tarafından EIA verileriyle yapılan analize göre yenilenebilir enerji eyaletlerin yarısından fazlasında nükleeri geride bırakmış durumda.

Sun Day bu yarışta çok açık bir paya sahip: Misyonu sürdürülebilir enerjiyi teşvik etmek ve nükleer enerji kullanımını aşamalı olarak sona erdirmek.

Sun Day, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği teknolojilerinin gelişimine destek olmak amacıyla kurulmuş olan ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon. Sun Day temiz enerji isteyen savunucular arasında yalnız değil, ancak sıfır-karbonlu enerjinin başında gelen kaynağı bitirmek istiyor. Çevreci gruplar uzun zamandan beri radyoaktif atıkları ve nükleer enerji santrallerinin risklerini hedef alıyorlar ve santrallerin kapatılmasını düzenleyen anlaşmaları yürütmede kilit rol oynuyorlar.

Nükleer santrallerin ana yük olma özelliği, rüzgar ve güneş enerjisinden gelen kesintili üretimle tezat oluşturuyor. Nükleer aynı zamanda rüzgar ve güneşe göre daha kolay dağıtılabilme özelliği taşıyor.

Buradaki asıl soru ise dekarbonizasyon için nükleerin pazar payını hangi enerji kaynaklarının alacağı ve çevreyi kirleten enerji kaynakları olarak nitelendiriyor. Kömür santralleri kapatıldığında, yerini daha az kirleten kaynaklar alıyor. Kömürün aksine, nükleer santraller kapatıldığında yerini doğalgaz alıyor ve sera gazı salınımı artmış oluyor.

Doğal gaz şebeke için esnek bir kapasite kaynağı, büyük bataryalar ise bu rolü şimdiye kadar birkaç lokasyonda oynadı.

Yenilenebilir enerji sektörü artan şöhretini daha da artırabilir, ancak nükleeri bitirmek rüzgar ve güneş ile dekarbonizasyonu daha da zorlaştıracaktır.

Kaynak: Greentech Media


Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

Green Pi Enerji

EcoGreen | Biyokütle - Biyogaz - Güneş Enerjisi Santralleri



   GÜNCEL ENERJİ KÖŞE YAZILARI

   TÜM ENERJİ KÖŞE YAZARLARI VE YAZILARI>>

DİL SEÇİMİ:

  • Turkish
  • English

ENERJİ HABERLERİ KATEGORİSİ

SİTE İÇİ ENERJİ ARAMALARI

Enerji Sektörü İş İlanları & Kariyer

Enerji Kütüphanesi



WhatsApp chat